Osmanlı sultanlarının onikincisi ve İslam halifelerinin yetmiÅŸyedincisi. Saltanatı: 1574-1595 Babası: İkinci Selim Han - Annesi: Nur Banu Sultan DoÄŸumu: 4 Temmuz 1546 Vefatı: 16 Ocak 1595 1546 yılında Manisa\'nın BozdaÄŸ yaylağında doÄŸdu. Küçük yaÅŸtan itibaren Manisa\'da deÄŸerli hocalar huzurunda tahsil ve terbiye gördü. 1558 senesinde dedesi Kanuni Sultan Süleyman tarafından AlaÅŸehir sancak beyliÄŸine tayin edildi. Babası II. Selim Han\'ın tahta geçmesinden sonra Manisa sancak beyliÄŸine getirildi. Bu vazifesi sırasında kıymetli hocalardan askeri ve idari bilgileri öÄŸrendi. 15 Aralık 1574\'te babasının vefatı üzerine Manisa\'dan İstanbul\'a gelerek 22 Aralık 1574\'te Osmanlı tahtına çıktı. 1575\'te Venedik, 1576\'da İran ve 1577\'de Avusturya ile eski sulh antlaÅŸmalarını yeniledi. 1578\'de Osmanlı topraklarındaki yıkıcı ve bölücü faaliyetleri dolayısıyla İran\'a sefer açtı. Bu sefer sırasında bilhassa ÖzdemiroÄŸlu Osman PaÅŸa İran kuvvetlerini üst üste maÄŸlubiyete uÄŸrattı. Azerbeycan, Tiflis, Nihavend ve Hemedan bölgeleri Osmanlı hakimiyetine katıldı. Bu sırada Portekizliler Osmanlı himayesi altında bulunan Fas\'a büyük kuvvetlerle saldırmışlardı. Portekiz ordusunu karşılamak vazifesi Divan-ı Hümayun tarafından Ramazan PaÅŸa\'ya verildi. Ramazan PaÅŸa Vadi\'s-Seyl ovasında Portekiz ordusunu büyük bir bozguna uÄŸrattı. Portekizlilerin ölüleri arasında kralları, büyük asilzadeleri ve devlet adamları da vardı. Kurtulabilenler donanma ile kaçmaya çalışırken bunlara da Sinan Reis ağır kayıplar verdirdi. Bu zafer ile Fas, Osmanlı Devleti\'ne daha kuvvetli bir ÅŸekilde baÄŸlandı. 11 Mayıs 1583\'te üç gün üç gece devam eden ve gece de ateÅŸler yakılarak devam edilmesi dolayısıyla MeÅŸaleler savaşı denilen çarpışmada ÖzdemiroÄŸlu Osman PaÅŸa İran kuvvetlerini periÅŸan etti. Bu zaferin ardından Revan fethedildi. İran\'la 1590 yılında İstanbul\'da sulh antlaÅŸması imzalandı. Buna göre İran bütün Osmanlı fütuhatını tanıyor ve ülkede sünni büyüklere dil uzatmamayı taahhüt ediyordu. 1592 yılında Bosna ve Macaristan hududunda vuku bulan olaylar Osmanlı Devleti ile Avusturya arasındaki antlaÅŸmayı bozdu. Neticede Avusturya ile on üç sene devam edecek olan savaÅŸ baÅŸladı. Serdar-ı ekrem Sinan PaÅŸa 13 Eylül 1594\'te Yanıkkalesi önünde Avusturya kuvvetlerini bozdu ve kaleyi zaptetti. Ancak Avusturya meselesi kesin olarak halledilmeden Sultan III. Murat Han 15/16 Ocak gecesi vefat etti. Naşı Ayasofya Camii yanındaki babası II. Selim Han\'ın türbesine defnedildi. Sultan III. Murat Han Arapça ve Farsça\'yı çok iyi bildiÄŸi gibi, İslamî ilimlerin tamamına vakıf olup, bazı ilimlerde mütehassıs idi. Tedbirli hareket eder, ifrattan (aşırıya kaçmaktan) ve küçük bir haksızlık yapmaktan çok sakınırdı. Åžair bir sultan olup Muradî mahlasıyla ÅŸiirler yazmıştır. Divanında yer alan ÅŸiirlerinden bir tanesinin açıklaması ÅŸu ÅŸekildedir: \"Güzel huylu ol. Sen herkesin sözlerine kanma. Kalbini deniz gibi geniÅŸ tut. Herkesin iÅŸinin ne olduÄŸuna bak. Makamına ve maiyetindeki adamlara güvenme. Çünkü onlar geçicidir. Ahiret hayatını iste. Dünyanın iÅŸlerine bakma. Dünya oturma yeri deÄŸildir. Sadece köhne, geçici bir konaktır. Bu dünyaya her kim geldi ise kendi yurduna göçtü. Maddi ve manevi ilimleri öÄŸren. Sana büyük rütbe olarak bu yeter. Cehennem ateÅŸine girmemek için çok çalış.\" Murat Han devrinde Osmanlı Devleti en geniÅŸ sınırlarına eriÅŸti. Ülkede pek çok bayındırlık eseri ile ilim, kültür ve sanat merkezleri inÅŸa ettirdi. Kabe-i Åžerif duvarlarını mermerden yaptırdı. Harem-i Åžerif\'in su yollarını temizletti. Medine\'de bir medrese, mektep ve zaviye, Manisa\'da bir cami, medrese, imaret ve tabhaneden meydana gelen Muradiye külliyesi en önemli eserleri arasındadır.
|